Kayıtlar

Mayıs, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

MAKARNA

Resim
MAKARNA Makarna çeşitleri Makarna (İtalyanca: Pasta), geleneksel İtalyan mutfağının temel besinidir. İlk   defa 1154 yılında Sicilya'da ortaya çıkmıştır. Genellikle irmik veya durum buğdayından elde edilmiş una yumurta karıştırılarak hazırlanmış türlü biçimlerdeki kuru hamur ve bu hamurdan yapılır Türkçeye İtalyanca maccherone sözcüğünden geçmiştir. Ülkemizde ilk makarna üretimi 1922 yılında gerçekleşmiştir. Türkiye, İtalya’dan sonra dünyanın en çok makarna ihraç eden ülkesidir. Ancak buna rağmen tüketim yetersiz düzeydedir. Tüketimdeki düşüklükten dolayı üretim de artış gösterememektedir. İtalya’da kişi başına yıllık 27-30; Yunanistan’da 8,5-9,5; Mısır’da 6,5-7,5; Portekiz’de 7-8 kilogram olan tüketim Türkiye’de 6 kilogram olarak tespit edilmiştir. Tüketiminin   düşük olmasının sebeplerinden biri; Türk kültüründe makarnanın ana değil, tamamlayıcı yemek olmasından kaynaklanmaktadır. Makarna çeşitleri Makarna üretimi için buğday irmik hâline getirilir, suyla karıştırılır ve şeki

MISIR NİŞASTASI

Resim
MISIR NİŞASTASI Mısır nişastası Mısır nişastası, mısır (darı) tanelerinden elde edilen nişastadır. Nişasta, tanelerin besidokusundan elde edilir. Mısır nişastası 1840 yılında Jersey City, New Jersey'de buğday nişastası fabrikasında denetimci olarak çalışan Thomas Kingsford tarafından keşfedilmiştir. 1851'e kadar, mısır nişastası öncelikli olarak çamaşır nişastalamada ve diğer endüstriyel kullanımlarda değerlendirilmiştir. Mısır nişastası, sosların ve çorbaların yoğunlaştırılmasında, mısır şurubu ve diğer şekerlerin yapımında kullanılan oldukça popüler bir gıda maddesidir. Mısır nişastası mutfaklarda kullanımı sıvı bazlı gıdalarda (örneğin, çorbalar, soslar, salçalar, muhallebiler) düşük sıcaklıktaki sıvılarla karıştırarak hamursu veya bulamaç kıvamına getirmek amacıyla kıvam artırıcı olarak kullanılır. Opak yerine saydam bir karışım elde etmek amacıyla bazen tamamen un yerine kullanılır. Nişasta ısıtıldığında molekül zincirleri çözülür ve diğer nişasta zincirleriyle çarpışa

PİRİNÇ

Resim
PİRİNÇ Pirinç çeşitleri Pirinç buğdaygiller familyasından, 50-120 cm boyunda sapları sağlam ve dayanıklı, ağırlığı 33-34 gram civarındadır. Olgunlaşma süresi, ortalama 130-135 gün arasında olan pirincin camsı ve malt bir görünümü vardır. Bir yıllık dikine yükselen ve kökten çatallaşarak küme oluşturan bir bitkidir. Yaprakları şerit şeklinde olup sivricedir. Pirinçin   son yapraktan sonra uzun bir sap üzerinde 2-5 başak demetinden meydana gelir. Her başakçığında bir çiçek vardır. Tanesi (pirinç) burada meydana gelir. En çok Muson Asyası'nda yetişir. Sofralarımızın vazgeçilmez gıdası olan pirinç, neredeyse 5 bin yıldır dünyanın hemen her yerinde yetişmektedir. Daha çok Çin, Asya ve Hindistan’da yetiştirilmektedir. Pirinç su ve bataklıkta yetişen tek tahıl bitkisidir. Yetiştirilmesinden sofralarımıza ulaşıncaya kadar oldukça zahmet ve emek gerektirmektedir. Pirinç bitkisi En yaygın pirinç türleri Oryza glaberrima ve NERICA (Afrika) Oryza sativa ve (Asya) türleridir. Asya türlerine

ÇEDAR PEYNİRLi ZEYTİN TOPLARI

Resim
ÇEDAR PEYNİRLİ ZEYTİN TOPLARI Çedar peynirli zeytin topları 550 gr : Çedar peyniri (rendelenmiş) 600 gr : Un 440 gr : Tereyağ veya Margarin (eritilimiş soğutulmuş) 600 gr : Biberli kokteyl zeytin Kırmızı toz biber dekor için Yapılışı : Çedar peynir,un ve eritilimiş tereyağ bir kapta karıştırılarak bir hamur yapılır. Hazırladığımız hamuru 15 dakika dinlendirelim. Hamurdan parçalar koparıp, bu koparılan hamur parçalarını biberli kokteyl zeytine sararak yuvarlayalım. Yaptığımız bu hamurları kağıtlanmış fırın tepsisine dizelim. Sonra üzerlerine kırmızı toz biber serpelim. Önceden 200’c ısıtılmış fırında 15 dakikada pişer. Soğuyunca servis yapabiliriz.

HUMUS

Resim
HUMUS Humus Humus, nohut ve tahine limon suyu, sarımsak, tuz, kimyon, kırmızı biber ve zeytinyağı eklenerek yapılan bir Orta Doğu mezesidir. Houmous ve Hummus olarak da yazılıp okunur. Hummus Arapça'da nohut anlamına gelmektedir. Daha çok Arap ülkelerinde ve yine Orta Doğu'da, İsrail'de sıkça tüketilmekle birlikte Türkiye, Ermenistan , Kıbrıs ve Yunanistan gibi ülkelerde de geleneksel bir yemek olarak yapılıp tüketilir. Türkiye'de ise Hatay ve Mersin yöresinde yapılmaktadır.   Avrupa ve Amerika'da oldukça popüler bir ürün olmuştur. Humus Ortadoğu'da pide, domates ve salatalıkla yenen bir kahvaltılık, ana yemek öncesi iştah açıcı bir atıştırma veya kendi başına bir öğün iken Avrupa ve Amerika'da cipsle birlikte tüketilen bir meze haline gelmiştir. Kızarmış tavuk ya da kırmızı etin yanında servis edilebilir. Humusun başka hazırlama şekillerde mevcuttur. Kiremit kaplara koyularak fırında ikinci kez pişirilerek de hazırlanabilir. Bu sunum genelde biraz daha

NANE

Resim
NANE Nane Latince adı ‘Mentha Piperita’ olan Nane, ballıbabagiller familyasındandır. Bütün dünya’da   hemen hemen her bölgede doğal koşullarda rahatlıkla yetişir. 25-30 farklı türü bulunur. Kuvvetli kokusuyla bilinen, erguvan renkli çiçekleri olan çok yıllık otsu bir bitkidir. Hem taze hem de kurutularak kullanılan bu bitki dünya mutfağında özel bir yere sahiptir. Karakteristik kokusuyla hemen her çeşit yemeğe, salatalara, çorbalara, etlere, pizzalara, çöreklere, hamur işlerine ayrı bir lezzet katar. Aromasıyla yiyecekleri zenginleştirir. Dünya mutfağında ve sağlık amaçlı kullanımı binlerce yıl önceye dayanan nane Yunan Mitolojisinde de yer alır. Tarih boyunca karakteristik kokusuyla popüler parfümlerin imalatında kullanılmıştır. Amerika’daki yerliler tarafından kullanılan nanenin ticaret gemileriyle Avrupa’ya yayıldığı biliniyor. Pek çok kültürde misafirperverliği sembolize eden nane, Orta Doğu’da halen misafirlere ikram edilen ilk içecek olmaya devam ediyor. Romalılar bu bitkiyi

FALAFEL

Resim
FALAFEL Falafel Zengin protein kaynağı, vegan dostu falafelin hikayesi firavunlar dönemine kadar uzanır. Falafel, tüm dünyada etin yerini dolduran sokak gıdaları arasına girmiş, Orta Doğu sınırlarını aşmıştır. Genellikle salata, salamura sebzeler, tahinli ve sıcak soslarla sunulur. Mısır ve Orta Doğu’nun geleneksel yemeği falafel dünyanın dört bir köşesinde damaklarda yer edinmiş bir lezzettir. Falafeli tek başına bir aperatif olarak tüketebileceği gibi geniş sofralarda bir meze olarak da tüketilmektedir. Falafel kelimesi, Arapça biber anlamına gelen “filfil”in çoğul hali “falafil” den gelir. Bu kelime diğer birçok kültüre yayılıp “küçük yuvarlak toplar” anlamında kullanılmıştır. Bu yemeğin Arapçası olarak kabul gören falafil 1941’den sonra İngilizcede de kullanılır olmuştur. Mısır’da ise falafele küçük lezzetli şey anlamına gelen “taʿamiya” denir. Falafelin nasıl ortaya çıktığı tartışmalı bir konudur. Genel olarak kabul gören teoriye göre ise Mısırlı Hristiyanlar olan Kıptiler’i

DOMATES

Resim
DOMATES Domates (Solanum lycopersicum), patlıcangiller (Solanaceae) ailesinden, anavatanı Güney ve Orta Amerika olan, meyvesi yenebilen otsu bitki türü. Domatesin eş anlamlısı kızanak sözcüğüdür. 10 veya 15 cm boya sahip olan domates bitkisinin hafif odunsu bir gövdesi vardır. 10–25 cm uzunluğunda olan yapraklarının üzerinde 5-9 yaprakçık bulunur. Yaprakları tüylüdür. 1–2 cm uzunluğunda ve genellikle sarı olan domates çiçekleri bir sap üzerinde 3-12 adettir. Genellikle kırmızı, yenilebilen meyvesi yabani bitkilerde 1–2 cm çapında iken, kültür bitkilerinde daha büyüktür. Çoğu vitamin bu meyvede bulunur ve kanseri önleyici yapısı vardır. Bu vitamin ve önleyici mineraller domatesin kabuğunda bulunur. ABD'de 1893 yılında mahkeme sebzelerle birlikte saklanıp yenildiğinden onu sebze diye sınıflandırmıştır fakat gerçekte meyvedir. Domatesin ilginç bir tarihi vardır. Bolivya ve Peru'da yabani sarı renkli bir domates türü bulunmuş ve sonra Meksika'da yetiştirilip, Kristof Kolo

YUMURTA

Resim
YUMURTA Yumurta Yumurta, dişi hayvanların ve özellikle kuşların embriyoyu korumak amacıyla yumurtladığı yuvarlak ve oval şekilli cisimlerdir. Birçok hayvanın yumurtaları yiyecek olarak kullanabilmesine karşın, yumurta denince akla ilk gelen şey tavuk yumurtasıdır. Tavuk yumurtası sayısız yemeğin hazırlanmasında malzeme olarak kullanılır. Dünyanın hemen hemen her mutfağında yaygın olarak kullanılır. Yaygın bir inanış olan bıldırcın yumurtasının bir tavuk yumurtası kadar protein içerdiği doğru değildir. Son yıllarda hazır gıda üretimindeki artış, yumurtanın kullanıma hazır, pastörize ve yumurta tozu halinde üretimini yaygınlaştırmıştır. Bu artışı baskılamak, baltalamak isteyenler tarafından "günde iki defa yumurtlatıyorlar", yemlerinde "antibiyotik" katıyorlar gibi konunun uzmanı olmayan kişiler tarafından propogandalar yapılmaktadır. Fakat bu işin içinde olan herkesin ve veteriner hekimlerinin doğrulayacağı gibi tavuğun günde iki defa yumurtlama gibi bir olasıl

ÇİKOLATALI MUFFIN KEK

Resim
ÇİKOLATALI MUFFIN KEK çikolatalı muffın kek MALZEME : 3 ADET = YUMURTA 125 GR. =TEREYAĞ        (YUMUŞAK) 125 GR. = SÜT 275 GR. = TOZ ŞEKER 120 GR. = UN 75 GR.  = KEKUN 30  GR. = KAKAO 5    GR. = KARBONAT 5    GR. = VANİLYA 100 GR. = DAMLA ÇİKOLATA YAPILIŞ YÖNTEMİ: 1.      PARÇA ÇİKOLATA HARİÇ BÜTÜN MALZEMELER MİKSERE KONUR. 2.      MİKSERDE ALTI DAKİKA  KADAR  ÇIRPILIR, SONRA PARÇA ÇİKOLATANIN ¾’Ü  KONUR VE YARIM DAKİKA DAHA ÇIRPILIR. 3.      KREMA TORBASINA DOLDURULUP, MUFFIN KALIPLARINA SIKILIR. KALAN ¼’LÜK PARÇA ÇİKOLATA MUFFINLARIN ÜSTÜNE SERPİLİR. 4.      150’C FIRINDA TAKRİBEN 20- 25 DAKİKADA PİŞER 5.      PİŞME SÜRESİ FIRINLARIN VE KULLANDIĞINIZ MUFFIN KALIBININ BÜYÜKLÜĞÜNE GÖRE DEĞİŞEBİLİR.

KLORA SİR

Resim
KLORA SİR Klora Sir Klora sir, hamurdan yapılan, Doğu Anadolu Bölgesi, Doğu Karadeniz’in bazı bölgeleri, İç Anadolu’nun doğu kesimlerinin yöre mutfağına ait sarmısaklı etsiz bir tür yemektir. Daha çok Sivas, Gümüşhane, Tunceli, Erzincan, Elazığ, Bingöl, Kayseri ve çevresine has bir yemek türüdür. Bu yemeğin bölgelere göre  Sarmısaklı Kömbe, Babuko, Klora sir, Zervet ve Zerafet diye çeşitli adları var.  MALZEMELER: 1 KG : Un 30 GR : Tuz 10 GR : Karbonat 500 ML : Ilık su ( tahmini olarak ) SOSU : 1 KG : Yoğurt 250 GR : Tereyağ 5 DİŞ : Sarımsak HAZIRLANIŞI : Karıştırma kabında un, tuz ve karbonat karıştırılır.  Alabildiği kadar ılık su ile hamuru yoğrulur. Gevrek olması ve içinin rahat oyulabilmesi için hamur olabildiğince sert olmalıdır. Hazırlanan hamur yağlanmış tepsiye alınır. Bastırlıarak yayılır ve hamurun içli olmasını sağlamak için hamur çok bastırılmaz.üzeri yağlanarak fırında kızarana kadar pişirilir. (180’c) Fırında çıkınca  ilk sıcaklığı çıkınca üzerindeki sert kabuk kapak gib

ÇİKOLATA

Resim
ÇİKOLATA                  Çikolata kelimesi Aztek dilinde kakao çekirdeklerinin gürültülü bir şekilde havanda dövülmesinden dolayı, gürültü anlamına gelen choco ve su anmlamına gelen atle kelimelerinden türemiştir.                  İspanyolları'ın Amerika'yı keşfetmeleriyle birlikte kıtadaki mevcut kitapları yakmaları nedeniyle kesin bilgi yoktur fakat çikolatanın tarihinin İ.Ö. 1500 yılına kadar dayandığı sanılmaktadır. Eski Amerika uygarlıklarından Mayalar'dan önce Olmecler'in kakao ağaclarından yararlandıkları bilinmektedir. Zaten kakao kelimesi Olmec dilinden gelmektedir.                  Kakao ağacına verilen önem Mayalar ile birlikte doruğa çıkmıştır. Mayalar kakaoya ilahi bir analam yüklemiştir. Bu ürünün kendilerine tanırılar tarafından verilmiş bir ödül olduğunu düşünmektedirler.  Zaten kakao ağacının bilimsel ismi Theobroma Cacao'da            Tanrıların Yiyeceği anlamına gelmektedir                                                                      Bugü

PASTACILIK

Resim
 PASTACILIK İnsanlar ilk ekmeği yapmaya başladıklarında ekmek hamurlarının içine, bal, zeytinyağı, meyve, süt ve sütün üzerinde topladıkları kremayı ekmek hamurunun içine karıştırarak ilk pastayı yaptılar. Bu pastaları ziyafetlerde davetlilere ve bazı taptıkları ilahi kuvvetlere ikram ederlerdi. İşte pastacılık tarihi, insanların ilk ekmeği yap maları ile başlamış oldu. Eski Yunanlılar ve Romalılar pastacılık sanatında çok ileri idiler. Bisküit hamurundan külah gofretler ve yine kayğana biçimi palaçinka, çifte kavrulmuş gevrekler, turtalar, meyve şekerlemeleri yaparlardı. Yukarda yazılanlar eski Romalılar ve Yunanlılardan günümüze kadar gelenlerdir. Roma imparatorluğu'nun çöküşü pastacılık sanatına büyük bir darbe oldu. İşlerini ve dükkanlarını kaybeden pastacılar Avrupa'ya yayıldılar. Mesleklerini manastır ve kilise yakınlarında imalathaneler açarak devam ettiler. Dini törenlerde yine günümüze kadar gelen ballı kuru bisküit lebkuhen'den bulundukları mevkideki manastır ve k

ÇİKOLATALI CİPS KURABİYE

Resim
ÇİKOLATALI CİPS KURABİYE  MALZEMELER :   300. Gr.                        Un 200. Gr.                      Tereyağı 250. Gr.                      Damla Çikolata    2. Adet.                    Yumurta   10. Gr.                      Kabartma Tozu    3. Gr.                       Karbanot         200.Gr.                       Toz Şeker YAPILIŞI :   Çikolata hariç bütün malzemeler hepsi birlikte mikserde karıştırılır ve çikolata ilve edilerek tekrar karıştırılır ve 10 dakikka dinlendirilir 50 grlık parçalar halinde yuvarlanıp tepsilere aralıklı şelilde dizilerek 180 derecedeki fırında 14 dakikka pişirilir.      

KOKO MİS

Resim
KOKO MİS Koko  Mis MALZEME: 250 GRAM = HİNDİSTAN CEVİZİ 250 GRAM = TOZ ŞEKER 210 GRAM = YUMURTA (ORTA BOY 4 TANE ) 35 GRAM = TEREYAĞ (ERİMİŞ) YAPILIŞ YÖNTEM: 1.         BÜTÜN MALZEMELER HEP BİRLİKTE KARIŞTIRILIR. 2.         DİŞLİ DUY TAKILMIŞ KREMA TORBASINA DOLDURULUP, SİLPAT VEYA YAĞLIKAĞIT SERİLMİŞ FIRIN TEPSİSİNE CEVİZ BÜYÜKLÜĞÜNDE SIKILIR. 3.         160’C ISITILMIŞ FIRINDA 10 -12 DAKİKA PİŞİRİLİR. 4.         EĞER ÜRÜN YAĞLIKAĞIT ÜZERİNE SIKILMIŞSA YAĞLIKAĞITTAN ÇIKARMAK İÇİN YAĞLIKAĞITI TERS ÇEVİRİP ISLAK SÜNGERLE ISLATIP BİRAZ BEKLETİN VE SONRA YAĞLIKAĞITTAN AYIRIN.

FESLEĞEN

Resim
FESLEĞEN Fesleğen (Ocimum basilicum), ballıbabagiller (Lamiaceae) familyasından tek yıllık ve genellikle ılıman bölgelerde yetişen bir bitki türü. Yemeklerde kullanılmak üzere tarımı yapılan fesleğenin kökeni Asya'nın dönenceler arasında kalan bölgelerine dayansa da, günümüzde yeryüzünün öteki ılıman bölgelerine de yayılmıştır. Yetişkin fesleğenlerin boyları genellikle 20 ile 60 cm arasında değişir. Renkleri açık yeşilden koyu yeşile kadar değişen yaprakları yumuşak olup, 1–5 cm arasında uzunlukta ve 1–3 cm arasında genişlikte olurlar. Soğuğa karşı çok duyarlı olan fesleğen bitkisi, en çok sıcak ve kuru ortamları sever. Bitkinin kullanılan kısımları, taze çiçekli dallari ve tohumlarıdır. Uçucu yağ taşımaktadır. Bu yağ içinde estragol, linalol, cineol ve pinen vardır. Fesleğen bitkisi, yerli bir Anadolu bitkisi değildir. Anavatanı olan İran dolaylarından gelmiştir. Akşamları açıkta yenilen yemeklerde masaların fesleğen ile süslenmesi, bebeklerin yanına fesleğen konulması, yaz ayları

YER ELMASI

Resim
YER ELMASI Yer elması (Helianthus tuberosus), papatyagiller ailesinden, ayçiçeğigiller (Helianthus) cinsinden, yenilebilir köksapları yumru durumunda olan bir bitki. Köksaplarının yemeği ve salatası yapılabildiği gibi meyve olarak da tüketilebilir. Turpa benzer bir dokusu ve tatlımsı bir tadı vardır. Yer elmasını ve patatesi diğer sebzelerden ayıran en büyük özelliği tohum ile üreme yerine vejetatif üreme yapmasıdır. Yani yer elması ile geri dönüşüm kullanılarak elde edilmesidir. Örneğin: bir yerelması parçasını toprağın altına koyduğunuzda bu önce kendiliğinden yer elması bitkisi olur sonra Yer elması toprağın altında çoğalır. Dikildikten 40 hafta sonra sökülür. Toprak dışında kalan bitki kısmı 1,5 metreye kadar uzamaktadır. Yer elmaları Amerikan yerlileri tarafından, Avrupalıların gelişinden çok daha önce yetiştirilmeye başlandı. Uzun tarım geçmişi bu bitki türünün doğal yayılım alanını gizlemektedir. Fransız kâşif Samuel de Champlain Massachusetts'te yaşayan Nauset limanı yerli

FRENK MAYDANOZU

Resim
FRENK MAYDANOZU Frenk maydanozu (Anthriscus cerefolium), Maydanozgiller familyasından olan frenk maydanozunun ana vatanı Kafkasyadır ancak Romalılar tarafından Avrupa'nın her yerine yayılmıştır. Halk arasında eşek hardalı ve siyah hardal gibi isimlerle de adlandırılır. Frenk maydanozu daha çok kırlarda yetişen bir yıllık, aromatik kokulu bir bitki türüdür. Genelde mutfakta hafif yemeklere aroma vermek için kullanılır ve Fransız mutfağında "fines herbes" adı verilen aromatik bitki karışımının içindeki bitkilerden birisidir. Frenk maydanozu bitkisi 40–70 cm'ye kadar büyür ve üçlü tüysü kıvırcık yaprakları olur. Çapları 2.5–5 cm arasında olan beyaz çiçekleri bulunur. Meyvesi 1 cm olup tırtıklı ağzına doğru ince ve dikdörgensi-yumurtamsı bir şekildedir. Frenk maydanozu, genelde mutfakta yemeklere ve salatalara tat vermek için kullanılır    ve Fransız mutfağında "fines herbes" adı verilen aromatik bitki karışımının içindeki bitkilerden birisidir.    Baharat olara

DÖNER

Resim
 DÖNER Döner ya da döner kebap, içyağı ve yöresel baharatlarla iyice terbiyelenmiş ve dövülmüş et parçalarının, bir şişin üzerine geçirilerek, dik bir şekilde asıldıkları odun ateşi karşısında pişirildiği, Türk mutfağına özgü bir yemek. 19. yüzyıl Osmanlısında icat edilen döner, Arap şavurmasına, Yunan girosuna ve Meksika'nın taco al pastoruna ilham olmuştur. Geçmişi 150 yıl öncesine uzanan dönerin mucidi Kastamonu'lu bir aşçı olan Hamdi Usta'dır. İcat ettiği döner sayesinde Kastamonu'da tanınan biri haline gelen Hamdi Usta'dan dönerciliği öğrenen Şükrü ve Raif Gülsunar döner hazırlayan ikinci kuşak ustalar olmuşlardır. Türkiye'de yapılan dönerlerin büyük çoğunluğunda kuzu eti kullanılmaktadır. Bunun yanında dana ve tavuk eti de sıklıkla kullanılır. Günümüzde döner pişerken odun    ateşili döner    ocaklardan başka da elektirikli ve gazlı döner ocaklarıda kullanılmaktadır. Dünyanın en büyük döneri 6 Kasım 2005 tarihinde Eyüp Solmaz tarafından kuzu eti kullanılar

LOLLO ROSSO

Resim
LOLLO ROSSO İtalya kökenli bir marul çeşidi olan Lollo rosso, Asteraceae familyasındaki Lactuca cinsine dahil tüm bitkilerin genel adıdır. Özellikle Lactuca sativa türünü anlatmak için kullanılır ve bu anlamda "kırmızı kıvırcık" olarak da adlandırılabilir. Eski romalılar Lollo rosso'nun sindirimi kolaylaştırdığına inanır. Yemeklerden sonra veya uykudan önce tüketirlerdi. Lollo rosso, yılın her mevsiminde yetişen ve genellikle yaprakları için yetiştirilen bir bitkidir, yemeklere tat vermek veya salata yapımında kullanılır. Enfeksiyonu tedavi etme, asprinin asıl içeriği salısilik asit kıvırcık da bulunmaktadır. Bazı kanserler ve kalp hastalıklarını yükseltmekte anahtar bir enzim olan cycloozveendse (COX2) engelleyicisidir. Bir porsiyon günlük değerin %38'ini karşılayan fiolik asit bakımından zengindir. A-B1-B3-C vitaminlerini bulundurur. Lollo biando ile akrabadır. Lollo biando yapraklarının yeşil olan türüdür.

ROKA

Resim
ROKA Roka (Eruca vesicaria), turpgiller (Brassicaceae) familyasından, yaprakları salata olarak yenen bir bitkidir. Roka Akdeniz ülkelerinde Roma İmparatorluğu döneminden beri bilinmekteydi. Yabani olarak doğada mevcut olduğu gibi tarım amacıyla da yetiştirilir. Roka İtalya, Yunanistan ve Türkiye gibi Akdeniz ülkelerinde genellikle salata ve garnitür olarak kullanılır. Ancak bazı ülkelerde yemek olarak da pişirilir. Örneğin Slovenya'nın Koper bölgesinde peynirli börek yapımında kullanılır. İtalya'da özellikle Venedik kenti civarında pizza ve makarna yemeklerine konur. Roka son 20 yıl içinde zengin ve acımsı lezzeti nedeniyle Akdeniz ülkeleri dışında da yayılmaya başladı. Özellikle Batı Avrupa ve ABD'de de kullanılır hale geldi. Roka (Eruca vesicaria) lezzetine göre sulu ya da acı roka adını da almaktadır. %90 sudan oluşan roka, çok sulak yerde yetişirse tadı hafifler, aromatik lezzet seyrelir ve su rokası adını alır; susuz yerde yetişirse tadı ve aroması acılaşır ve acı roka

JULYEN KESİM

Resim
JULYEN KESİM Julyen kesim, allumette veya fransız kesim, yiyeceklerin kibrit çubuklarına benzer şekilde uzun ince şeritler halinde kesildiği bir doğrama şeklidir. Julyen kesim terimin basılı olarak bilinen ilk kullanımı François Massialot'un Le Cuisinier Royal ve Bourgeois (1722 baskısı) 'dadır.    Terimin kökeni belirsizdir, ancak Jules veya Julien adından türetilebilir.    Son derece estetik ve basit olan julyen kesim de kullanılan bıçakların yanı sıra kesme tahtası da önemlidir. Şef bıçağı ve sebze bıçağı bu kesim için kullanılabilir. Doğranan malzemelerin tümü eşit kalınlıkta olursa göze hoş gözükür. Julyen kesim yöntemi garnitür hazırlığında, sotelerde, salata ve tabak sunumlarında sıklıkla kullanılır. Julyen kesim ölçümü 1–2 mm × 1–2 mm × 4–5 cm'dir (0,04–0,08 inç × 0,04–0,08 inç × 1,6–2 inç). Julyen kesim genellikle bu şekilde hazırlanan sebzeler için geçerlidir, ancak özellikle stir fry tekniklerinde et veya balık hazırlanmasında da uygulanabilir. Bir kez julyen kes

ŞEKER HAMURU

Resim
ŞEKER HAMURU Şeker hamuru kutlama pastaları, cupcake, kurabiyeler    ve özellikle düğün pastalarının tasarımı için    üzerini kaplamak veya dolgu malzemesi olarak kullanmak üzere, yapılmış bir    hamurdur. Pasta tasarımı Orta Çağ'dan Fransa'da doğdu. Michel de Notre Dame'in 1555 Fardements ve Jams adlı kitabında bir şeker ezmesi tarifi beliriyor. Daha sonra şeker ve su ile yumuşatılmış kitleden yapılır. Partilerde büyük yenilebilir heykeller yapmak için kullanılır. O zaman şeker, onu kullananların zenginliğini ve gücünü gösteren lüks bir meta idi. On altıncı ve on yedinci yüzyıllarda şeker ezmesi, elastik özellikleri ve açık havada kurutulduğunda porselen benzeri dokusu nedeniyle çok değerliydi. Bu nedenle şeker ezmesi kalıplanmış ve daha sonra tabaklarda kurutularak yenilebilir sofra takımını zamanın seramiklerinden daha ince ve beyaz hale getirmiştir. Şekerlemeler ayrıca partilerin masalarını süslemek için kuş ve meyve yapmak için de kullandı. 17. yüzyılın ortalarında Fra

EZO GELİN ÇORBASI

Resim
EZO GELİN ÇORBASI Ezo gelin çorbası Türk mutfağına has    domates (veya salçası), pirinç ve kırmızı mercimek ile yapılan bir çorbadır.    Bu iç ısıtan, geleneksel tarifin acıklı ve akla kazınan bir hikayesi var. Hikayesi olan her şeyin ayrı bir güzel olduğu doğrudur, tıpkı ezogelin çorbası gibi. Bazı yemeklerin ardından öyle güzel hikayeler çıkar ki yemeğin lezzetiyle bütünleşir, adeta o yemeğe farklı bir anlam katar. Ezogelin çorbası da bu yemeklerden biridir. Ezo gelinin hikayesi çok    farklı şekillerde anlatılsa da genel olarak inanılan hali şu: 1909’da Gaziantep’in Oğuzeli beldesine bağlı Dokuzyol köyünde Zöhre isimli bir kız doğuyor. Güzelliğiyle ve hamaratlığıyla tüm köye ve çevredeki köylere nam salan bu kızın lakabı da ‘Ezo’ yani ‘güzel’… Ezo Gelin, genç kız olunca köyün yakışıklılarından aşık olduğu gençle evleniyor. Mutlu mutlu yaşarlarken eşiyle saadetinde gözü olanlar türlü dedikodularla bu evliliği bozuyor. Ezo Gelin, peşinden koşan çok olsa da 6 yıl kimseye ‘Evet’ demiyo

GÜLLAÇ

Resim
GÜLLAÇ Misafir ağırlarken genelde yufkayla yapılan tatlılar ikram edilir. Ramazan günlerinde ise bu tatlıların yerini sütten yapılanlar alır. Böyle özel günlerde lezzet dimağımızda erittiğimiz onlarca tatlı çeşidinden biridir güllaç. Güllaç, ilk Osmanlı mutfağında karşımıza çıkar. Sarayda padişah ve haremi olmak üzere bütün saray ahalisinin önüne servis edilen bir tatlıdır o dönemde. Aynı zamanda seyyahlara ve tüccarlara ikram edilen tatlıların başında yine o gelirdi. Kısacası Osmanlı mutfağında doldurulamaz yeri olan bir tatlıdır. Güllaç zamanla içine gülsuyununda eklenmesiyle ortaya “güllü aş” ismi verilen tatlı çıktı ve (tıpkı “sütlü aş”ın “sütlaç”a dönüşmesi gibi) ismi “güllaç” oldu. Osmanlı sultanlarının sofralarından eksik etmediği güllaç, genellikle şeker şerbetiyle yapılır, gül suyu, misk, kaymak, şam fıstığı, badem veya fındık da katılırdı. Güllaç yaprakları bohça, muska veya rulo şeklinde sarılırdı. Yaprakların yumurtaya bulanarak kızartıldığı ve şerbete atıldığı bir çeşidi d