DOMATES
DOMATES
10 veya 15 cm boya sahip olan domates bitkisinin hafif
odunsu bir gövdesi vardır. 10–25 cm uzunluğunda olan yapraklarının üzerinde 5-9
yaprakçık bulunur. Yaprakları tüylüdür. 1–2 cm uzunluğunda ve genellikle sarı
olan domates çiçekleri bir sap üzerinde 3-12 adettir. Genellikle kırmızı,
yenilebilen meyvesi yabani bitkilerde 1–2 cm çapında iken, kültür bitkilerinde
daha büyüktür. Çoğu vitamin bu meyvede bulunur ve kanseri önleyici yapısı vardır.
Bu vitamin ve önleyici mineraller domatesin kabuğunda bulunur.
ABD'de 1893 yılında mahkeme sebzelerle birlikte saklanıp
yenildiğinden onu sebze diye sınıflandırmıştır fakat gerçekte meyvedir.
Domatesin ilginç bir tarihi vardır. Bolivya ve Peru'da yabani sarı renkli bir
domates türü bulunmuş ve sonra Meksika'da yetiştirilip, Kristof Kolomb'un
Amerika'yı keşfinden sonra Avrupa'ya gemilerle gönderilmiştir. İtalyanlar sarı
renginden ötürü onu altın elma olarak adlandırdı, ama çok geçmeden kırmızı türleri
ortaya çıktı. Domates ABD'de ilk defa Thomas Jefferson tarafından yetiştirildi.
Ama pek çok insan zehirli olduğuna inanarak yemeyi reddetti, ta ki 1900'e
kadar. Uzun zaman önce, pek çok Avrupalı için aşk elmasıydı, çünkü insanları
romantik yaptığına inanılıyordu. Domates adı İspanyolca tomateden, gelmektedir,
bu isim de Nahuatl dilinde tomatotldan alınmıştır.
Halk dilinde domates manasında alaganta, azak, banadura
(banader), cırtatan, cırtlavuk, domatiz, dongurak, eyrim, firek (fıreng), frenk
elması, gafete (kafete), gırmuzu, gille, göğ baldırcan, hambalcan, herim,
hülek, kalmi, kardoş, kavanez, kıldır, lalik (lolik), mamador (manator), mamya
(maye, mamye, maniya), menize, misir, mülye, solik, şamik, tevris, tıkıl
(tıhıl), tomat (tomati, domat), topalak ve topul gibi sözler de
kullanılmaktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder