DENİZ BÖRÜLCESİ

DENİZ BÖRÜLCESİ

Deniz börülcesi (Salicornia europaea), ıspanakgiller (Amaranthaceae) familyasından olan  bitki deniz kıyılarında suyun gel-git yaptığı yerlerde sular çekildikten sonra yetişir. bu bitki, tuzlu, ekşi ama lezzetlidir. Daha çok ilkbaharda tüketilir; çünkü sonbahara doğru deniz tuzunu iyice içine çeker ve bu isim altında birbirine çok benzer ve zor ayırt edilir alt türler bulunur.

Deniz börülcesi tek yıllık, etli (sukkulent), tuzcul bir bitkidir. Uzunlukları 5–45 cm arasında olabilir. Alt türüne bağlı olarak gövde az veya çok dallı olabilir. Yapraklarının küçük ve pul gibi olması nedeniyle bitkinin gövdesi eklemli gibi görünür. Yeşil, kirli kırmızı veya sarı-yeşil olabilir. Sonbaharda koyu kırmızı bir renk alırlar. Meyveleri kapsül şeklindedir. Deniz börülcesi, çiçekli bitkilerin tuza en dayanıklı olanıdır. Bitkinin etli (sukkulent) olmasının nedeni tuza dayanıklılığıyla ilişkilidir

En çok görüldüğü yerler kuzey yarım kürede orta enlemlerdeki deniz ve tuzlu göl kıyılarıdır. Su altında kalmaya ve tuza dayanıklılığı sayesinde denize doğru en fazla yayılabilen bitkilerdendir. Bu türü oluşturan alt topluluklar arasında diploid ve tetraploid formlar vardır.

Türkiye'de en çok Gökova'da yetişir, Tuz Gölü ve çevresi, Aksaray, Ereğli, Burdur ile Tarsus kıyılarında da rastlanır. Avrupa'da Baltık Denizi, Atlas Okyanusu ve Akdeniz kıyılarında çok yaygındır. Ayrıca tuzlu göllerin kıyılarında da görülebilir. Deniz börülcesi, çamurlu veya kumlu, ama tuzlu ve alkali toprakları sever.

Hücrelerin içinde bulunan büyük bir koful hücre içindeki tuzlu suyu depolayarak sitoplazmadaki tuz konsantrasyonunun fazla yükselmesine engel olur. Tuz, deniz börülcesinin dayanabildiğinden daha yüksek olursa bitki kırmızı bir renk alır ve sonunda ölür.

S. europaea köklerinin su altında kalmasına dayanıklı olmasından dolayı gövdeden köklere oksijen taşıma yeteneğine sahiptir. Ancak tamamen su altında kalınca ölür.

Tohumlar filizlenmek için tatlı suya ihtiyaç duyar, ancak yağmur veya selden sonra filizlenirler. Filizlendikten sonra genç bitki normal deniz suyundaki tuz seviyesine dayanıklıdır. Bitkinin ölümünden sonra 10.000 dolayında tohum salınır. Tohumlar tatlı su bulamadıkları durumda toprak içinde uzun süre (50 yıla kadar) filizlenme yeteneklerini korurlar. Hem deniz suyunda hem de tuzlu topraklarda yaşayabildiğinden deniz suyunda bulunan pek çok minerali içinde biriktirir. Bu yüzden sodyum, potasyum, magnezyum, iyot, kükürt, kalsiyum, fosfor, demir, çinko, manganez ve bakır bulundurur. Deniz börülcesinde bulunan bu mineraller eskiden onun sabun ve cam yapımında kullanılmasının nedenidir. Yakılmasından elde edilen küllerde bulunan sodyum karbonat camın ergime sıcaklığını düşürmeye yarar. Sodyum karbonatın ısıtılmasıyla elde edilen sodyum hidroksit sabunu yapımında kullanılır.

Deniz börülcesi yenebilir bir bitkidir. Taze veya pişmiş olarak yenilir. Sirkeyle tatlandırılıp tek başına da  yenebilir.  Salatası, çorbası, zeytinyağlısı, kavurması gibi pek çok yemeği  hazırlanabilir. Mayıstan itibaren toplanır, başakları kullanılır. Deniz börülcesi mevsiminde taze olarak tüketildiği gibi diğer zamanlarda piyasada konserve veya turşu olarak satılmaktadır. İyotlu topraklarda yetiştiğinden iyot eksikliğine bağlı guatr hastalığına iyi gelir. İdrar artırıcı ve kuvvet vericidir. Çiğ tüketildiğinde mutlaka sirke kullanmak gerekir. Sarımsak, limon ve zeytinyağı karıştırılarak yapılan sos ile de tüketilir.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KLORA SİR

MISIR NİŞASTASI

HUMUS